KÜÇÜK BİR MUCİZE: PARLAK YILDIZ & KAR PRENS
Kayan yıldız: mucizeler yalnızca 7. Koğuşta oluyormuş. Ben kaybettim
umudumu. Fakat varsa oralarda bir yerlerde bir kımıltı, bir uğultu bir işaret
gönder henüz gecikmemiş, bir yıldız daha sönmemişken.
Bu bataklık kötü, çirkin, karanlık… çiçekler yetişmiyor bende.
Lotus değilim, battıkça batıyorum. Bir işaret göster unutmadım der gibi. Kayan yıldızlar
hiç unutulur mu der gibi.
Kayan yıldız öyle içten söylemiş öyle bir ah geçirmiş ki
gönlünden. Sanki evren bunu duymuş ve prensin kulağına fısıldamış. Kayan yıldız
yıldızları dahi unuttuğunu düşünürken prensin, prens her şeyi anımsıyormuş bile
isteye. Evet çıkarmış tacı prens fakat atamamış onu saklamış en ücra yerinde. Tacı
söndüğünden beri içinde parlayan ışıkta karanlığa bürünmüş. Prens tacını eline
almış. Göz yaşları durmamış. Ağlamış ağlamış. Koskoca beyaz prense yakışır mı
ağlamak? Ama durmuyormuş damlalar gönlünden akıyor akıyor düşüveriyormuş tacın
üstüne.
Fakat yıldızın da beyaz prensin de kestiremediği bir mucize
olmuş. Gönülden akan yaşlar yıldızın ruhuna işlemiş, onu beslemiş, ışığını geri
vermiş. Taç birden şekil değiştirmiş. Işıl ışıl parlayan kayan yıldız, yıldız tozlarından oluşan bir prenses
oluvermiş. Birbirlerini kaybetmenin zorluğunu ve pişmanlığını yaşayan yıldız ve
prens bu büyük mucizeye ortak olmuşlar.
Yorumlar
Yorum Gönder