KEHRİBAR
Gözlerdir aynası, ışıl ışıl bir güneş misali kehribar
Sıra dağlar ardında denize düşen gölgesi
Gözlerdir geceyi sabaha bağlayan ihtiyar
Çok zaman geçti bahardı, bir baktım yaz oluverdi. Hiç yazmadığım
güncem aklıma geldi. Elim yasta kalmış tırmandığım dağların zirvesi soğuk
dendi. Yılmak yok, pes etmek ağırdır derler. Kehribar gözlerin bir ruhu tanıtır
gibi bakıyor. Dışarısı soğuk der, sert der. Tırmandığım dağa benziyorsun bu
vakitlerde. Önyargılarımız vardır hepimizde. Benim daha çoktu, daha ürkütücüydü.
Peşin hesaplarım ve olağan korkularım itti beni bu gün batımından. Alışık olmadığım
kabuğumun dışında bir durumdu tüm bunlar. Mücadele etmek bile ağırdı benim için.
Şimdi çeperimde gün batıyor. Burası şehrimden altı saat uzakta,
gün geç bitiyor, hava soğumuyor. Deniz sağımda kalıyor. Gök gözlerin gibi,
ışığı denize vuruyor. Dalgalı deniz pek asabi şu ara. İçine gireni hırpalamadan
bırakmıyor. Burada kırlangıçlar arkadaşım oldu. Denizden uzaklaşmak hiç içimden
gelmiyor. Ayaklarım dalgalarla çarpışıyor. Bana kalırsa bu olağan üstü
manzaranın tadı yüzerek çıkıyor. Balıklar ne şanslı, hatta deniz kabukları
onlar daha şanslı. Evleri deniz gökleri yıldız. Özgür bir bataklık burası,
ruhum aydınlanır. Kim bilir buraya ne şiirler, ne öyküler yazılır. Renk renk
doğal taşlar hepsi kökünü ayrı yere bırakmış uykudalar. Bugün burada son günüm.
Gri şehre yolculuğum var. Özlem duygum ağır basmasın ve hisleri unutmayım diye
kokular taşırım şehirden şehire. Ufak şişelere deniz doldurdum bundan böyle. Deniz
kabuğu ve taşlar topladım. Ayrı ayrı kavanozlayacağım gidince. Sesinizi dinleyeceğim
kaydettim gizlice. Denizin dalga sesleri, kırlangıçlar, birkaç dakikalık
atıştıran yağmur damlaları, uğultulu ruhlar… Fakat gökten bir parça alamadım
onca gün geçti de. Geçici süreli renk cümbüşü sona erdi her seferinde. Zamanı
anımsattı anın güzelliği elimden fotoğraflamak geldi sadece.
Ben yazarken güneş battı elbette. Bir gün bitiyor diğeri başlıyor
şimdi. İki günü birbirine bağlayan saatte yazıyorum satırlarımı. Kehribar gök yerini yıldızlara bıraktı. Çoban
yıldızı nasıl parlak, nasıl aydınlık. Göz kırpıyor bana uzun uzadıya. Öyle parlak,
öyle ışıl ışıl. Yazıma ara verip bir şiir sıkıştırdım şuraya…
Bugün son günüm burada.
Hiç görmedim bu kadar yıldızı bir arada.
Nasıl uçsuz, nasıl bucaksız bir gök bizi bir arada tutan da.
Biz kum taneleri yaşamayı öğrenmeli çoban yıldızından
O biz gibi değil her daim gözükmüyor belki yukarda
Fakat geceleri umutsuz gök karanlığa büründüğü vakit
Çıkıp aydınlatıyor yüreğimizi
Unut diyor umut diyor
Çoban yıldızı bize fısıldıyor.
Yola çıkma vakti son kez uğurluyorum sizi burada. Tanıdığım ruhları
unutmam, sevdiğim şarkıları hep dinlerim sıkılmam. Kokular muazzamdır ruhları
ve şarkıları bizzat onlar tamamlar. Evet seviyorum hayatı bu denli yaşayarak…
Yorumlar
Yorum Gönder