BEN BÖYLEYİM!

 


Kendimi seviyorum. Çünkü sevmem gerekli, buna mecburum. Kimse benim hayatımda benden fazla role sahip değilse eğer benim kadar değerli değil filmimde. Evet doğru herkesin kendine ait filmi var. Senaryosuna bizim şekil verdiğimiz ve başrolünde olduğumuz bu filmin kalitesi de bize kalmış… Benim hayatım iniş ve çıkışlardan ibaret. Bir güz veyahut bir bahar havası gibi aynı. Kişiliğime yön veren iki mevsim gibiyim. Benim hava durumum bir güneşli, bir yağmurlu. Belki elimde değil belki de elimde. Ben buyum ve ben kendimi böyle seviyorum. İnsan yaşadıkça şekil alır. Bir hamurun şekillenmesi gibidir bu. Hangi yolu seçersen oradan ilerlersin. Belki yanlış belki doğru. Eğer bu benim doğrumsa başkası için yanlış olması umrumda bile değil. 

Beni kimse üzemez, kıramaz, kendini hayatımın önemli bir kahramanı haline getiremez. Bilirsiniz filmelerde başrol ölmez fakat onun dışındaki oyuncular sonlara doğru kayboluverir, çekilirler rollerinden. Şimdi soruyorum, gamsızsam bu benim suçum mu?

İnsan yaşadıklarının meyvesini yer ve seçtiği yola göre hareket eder. Yol engebeli ise daha dikkatli ve soğuk kanlı hareket eder. Benim yolum düz ve çiçeklerle serpili değil. yalan yok, arada düzlüklere denk geliyorum. Fakat bu düzlük kısa sürüyor, ardından koca bir bataklıkla karşılaşıyorum. taşlı yollardan geçiyorum. Olur da düz yola aldanırsam kolayca düşeceğim biliyorum. Ben düşüp yığılanlardan değilim. Tam tersine her düşüşümde kalkışım daha sert oluyor. Adımlarım daha yıkıcı, yürüyüşüm daha bir dik oluyor. Omurlarım yerçekimine meydan okuyor. Duygularım alınmış gibi şu sıralar, tepkilerim yersiz olabiliyor. bazense tepki vermeyi unutuyor bünyem… Bu benim için bir problem değil, eğer senin için büyük bir sorun teşkil ederse hemen yanımdan uzaklaşabilirsin. İnan umrumda olmayacaktır. Daha kimler kimler gidecekler. Bağımlı kalmak aptallara mahsustur.

Bir kimseyi böyle umursamaz ve vurdumduymaz yapan şey elbette ki şımarıklık değil, tecrübedir. Tecrübe öyle bir akıl hocasıdır ki size verilen bin öğütten daha işlevli ve daha geçerlidir. ve insan muhakkak ki yaşadıkça öğrenir. Çok yaşayan uzun yaşayan değildir. Az ve yoğun yaşamış niceleri vardır. Bu niceleri çoğu büyüklerden daha olgun ve bilinçlidir.

Ben insanı olduğu gibi kabul ederim. Yaptığım bir şeyden ötürü karşılık beklemem. Lakin karşımdaki iyi niyetimi ufacık suistimal etsin silinmeyi ecelinde hissedecektir. Beni hatalar ve kusurlar dahilinde kabul edecek her insan yanımda olmaya hak kazanmıştır. Olur da bunlara gelemezse çıkışı zaten bulmasına gerek bile kalmayacaktır.

Eğer hala okuyorsan satırlarımı tavsiyem olacak sana. tecrübe edinmen senin yararına, lakin her bir tecrübenin yara izi farklıdır. Belki dinlersin, belki de aklında tutarsın. Hayatta en aciz kişiler başkaları için kendi benliklerinden vazgeçenlerdir ve en adi kişiler de kendileri için başkalarının kimliklerini değiştirmeye çalışanlardır. Acizin yanında olursan hor görmeyi, adinin yanında olursan hor görülmeyi öğrenirsin. ve bu ikisini  de öğrenirsen tam olarak niteliksiz bir insan olur, hayatta bir izin dahi olmadan yok olursun… 


Yorumlar

  1. günaydın mira. blogun ve yazıların çok güzel. anlatımın akıcı ve kolay okunuyor, sanki sohbet tadında. duygu ve düşünceleri ifade etmekte çok başarılısın. umarım devam edersiniz yazmaya.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KEHRİBAR

000

KENDİ DOĞRUNUN PEŞİNİ BIRAKMA